Bu gün iş yerinden arkadaşım Setenay'a davetliydik. Ben giderken oldukça tedirgindim. Genelde misafirliğe eşimle gideriz. Bu bayanlar arasında bir davet olunca oğluşumun doğumundan bu yana ilk defa iki çocukla misafirliğe gidiyorum diye bayağı tedirgin oldum. Birazda gideceğim yerde rahatsızlık hissetmemi ortadan kaldıracak insanların olması belkide beni yüreklendirdi. Yoksa beni tanıyanlar benim buna kolaylıkla cesaret edemiyeceğimi bilirler. Heleki şu aralar. Mert sürekli yürümek istiyor. Bende peşinde iki büklüm dolaşıyorum. Yani pek oturmadım sayılır. Eh ona göre kızımında istekleri olmuyor değil. Özellikle yemek
hususunda kızım oldukça iştahsız. Sürekli birileri ağzına vermesi
gerekiyor. Bunun nekadar yanlış olduğunu bilsekte başka türlü yemiyor. Kızımda ilk adım dönemlerini atlatırken hiç bitmeyecekmiş gibi sanmıştım. İkinci çocukta herşeyde bir okadar daha rahat oluyorsunuz. Yani kaygı düzeyiniz azalıyor. Her bir evresinde bu gelip geçici deyip hiçte okadar yorulmuyorsunuz. Belkide ilk çocukta nelerin sizi beklediğini bilmediğimizden herşey gözümüzde büyüyor. Ama ikincisinde bizi ne beklediğini bilmek işleri kolaylaştırıyor. Sonuç ta bu kadar hayıflandıktan sonra gereksiz bir kaygı yaşadığımı farkettim. Mert'le biz evde sürekli turladıktan sonra, Mert hemen uyudu. O yorgunlukla yatağını arıyan Mert hiçbir kere mıkırdamadı. Sinem'de çocuklarla bahçede ki Köpük'le (evin sevimli köpeği) oynadı. Bahçe mi demek doğru olur, yoksa meyvalık mı? Meyvalık daha doğru. Eve geldik ve ikiside şu anda uyuyorlar. Bende fırsat bu fırsat deyip hemen bilgisayarın başına geçtim. Yoksa bu kadar yazmak ne mümkün.
Gittiğimiz yer Uzuntarla adında bir belde. Yeşilliği bol, havası temiz olan sevimli bir yer. Ben pek bahçeye çıkamadım. Ama yaza bir daha gelmek ve o meyveliğin arasında dolaşmak isterim. Ayrıca orada dört teyzele tanıştık.. Onlarla tanışmak ve hoş bir sohbet bana annemin çay davetlerini hatırlattı. Kendimi bir an annemin çay davetinde hissettim. Annem Eskişehir'de olunca ben o türlü ortamlardan uzak oluyorum ama bugün o özlemi giderecek kadar samimi ve hoş sohbettin olduğu güzel bir gündü. Belkide cocuklarla artık yavaş yavaş bir yerlere çıkmak iyi olur.
Bu arada çok güzel bir sofra hazırlanmış ve menüde oldukça zengindi. Ben hatta bazılarından tatmış olmak için birer çatal alabildim. Zerrin teyze ve arkadaşım; ellerinize sağlık. Gerçekten çok zahmet etmişsiniz. Herşey çok güzeldi. Yemek, sohbet, samimiyet, yeni insanlarla tanışmak, yeni yerler görmek, çocuklarımın durması... ( Gülmeyin . İnanın bu da günü huzurlu geçirmek için önemli bir faktör.)
Yakın zamanda tekrarlamak dileği ile...
Menüde ne vardı nerseniz bende size ne yoktu ki derim. Hatta bir çok şeyin resmini çekmemişim. Çorba, salatalar, tatlı hepsi güzeldi. Ama bana göre közlenmiş patlıcanla yapılan karnıyarık benim favorimdi. Oldukça hafif ve lezzetli olmuştu.
Zerrin teyzenin ve Setenay'ın menüsü:
- Düğün çorbası
- Karnıyarık ( Közlanmiş patlıcanla yapılmış)
- Pirinç pilavı
- Mevsim salatası
- Beyza lahana Salatası
- Zeytinyağlı pırasa
- Çerkez Tavuğu
- Kırmızı pancar salatası
- Közlenmiş Kırmızı biber salatası
Recent Comments